Minik Tırtılımıza Mektup: Yeni Bir Başlangıç...
Evet, hayatımın yepyeni bir bölümüne, bambaşka bir evresine giriş yapmak üzereyim. Ne evliliğe benzeyecek ne de başka bir şey ile kıyaslanacak türden... Bildiğiniz gibi değil yani!
34 yıllık hayatımda bana yüklenmiş evlat, torun, arkadaş, eş gibi sıfatların yanına artık bir insan tanesine 😺 önderlik edecek, onu hayata hazırlayacak ve sağlıklı bir birey olması için yetiştirecek "anne"nin de eklenmesine çok az kaldı. Resmen anne oluyorum! Hala inanamıyorum.
Hatırlıyorum da, 10 Kasım 2024'te 2 kişilik Çalışkan ailesinin hayatı öğlen saatlerinde heyecan verici, soluksuz bir haber ile güzelleşmişti. :) Gebelik testinin ardından Mehmet ile karşılıklı tarif edemediğimiz duygular ile mutluluğumuzu, endişelerimizi, heyecanımızı ağzımızdan çıkacak kelimeler yerine bir süre kah gülerek kah ağlayarak dışa vurduk.:) Tam bir duygu patlaması!
Anne-baba adayıyız. Anne-baba olacağız. Hayatın bize çizdiği tabloya 3 kişi olarak devam edeceğiz, inanılır gibi değil.:) Daha ilk öğrendiğimiz andan itibaren tüm hücrelerimi saran "yetebilecek miyim, şu hayatta onu mutlu, huzurlu, iyi ve ahlaklı bir insan olarak yetiştirebilecek miyim vb.." sorular ile baş etmem gerekmişti. Herhalde bütün anne adayları aynı şeyleri hissediyordur, değil mi?
Sonra okuduklarımın ve dinlediklerimin toplamında anladım ki, ebeveynlik hazır olunabilecek, öyle planlanacak bir şey değildi. Daha şimdiden anladım ki, roller coaster gibi sallantılı ve ucu bucağı olmayan derin bir deniz manzarası gibi. Hazır olacağım, belki 5 yıl belki 45 yıl sonra bilmiyorum, emin olduğum tek şey var biz ve "Efe" birlikte sevgi ile büyüyeceğiz. Birlikte öğreneceğiz, birlikte gelişeceğiz.
Minik tırtılım...sana süper bir anne-baba olamayacağız belki şimdiden bunun için özür dilerim. Ama ben ve baban, sana ileride güzel hatırlayacağın çocukluk anıları bırakacağız biliyorum. En güzelinden anılar biriktireceğiz seninle.
Daha karnımda en ufak hareketini gördüğümüzde ve hissettiğimizde yaşadığımız heyecanın aramıza katıldığındaki vücut bulmuş halini hayal edemiyorum.:) Herhalde yüzümüzdeki sersem ve solmasını hiç istemeyeceğim gülümsemelerimizi duvara çerçeveletmek isteyeceğim. O anı ölümsüzleştirmek istiyorum!
İzlediğim her filmi, okuduğum her kitabı, dinlediğim her müziği, gezdiğim/gördüğüm her yeri, kokladığım tüm güzel kokuları şimdi Efe ile tekrar yaşayacak olmanın heyecanı var içimde. Sanki her şey daha anlamlı hale geldi.
Sana her şeyi öğretemeyeceğiz...Hayattaki bazı deneyimleri kendin yaşayarak öğreneceksin. Acısıyla tatlısıyla hayatı kendin keşfedeceksin.
Yağmurun ilk yağışı, o ilk damlanın tenine değmesi...Toprağa ilk bastığın andaki o huzuru ya da insanın bazen en büyük ilacının kendi gözyaşı olduğunu anladığın an...Tüm bunlar senin ruhunun ve hayatının birer yapı taşı olacak.
Biz hep seninle olacağız, belki ömrümüz yetmeyecek bir kısmına ama sana işleyeceğimiz her bir sevgi tanesi ile hep yüreğinin derinliklerinde olacağız buna eminim. Dikenli yollardan geçtiğinde; baban sana kocaman içi cesaret ve şefkat dolu bir yürek verecek. Annen olarak ben de sana evreni kocaman kalbinle sarmayı öğreteceğim.
Seni ilk öğrendiğimiz andan bu yana, bu hayattaki yeni kimliklerimize belki dakika/saat/gün kalmışken aramıza katılmanı sabırsızlıkla, içimizdeki galaksi derinliğindeki sevgiyle bekliyoruz.
Seni çok seviyoruz fıstığım. Gel artık!👪
Yorumlar
Yorum Gönder
Siz ne dersiniz? Ne düşünüyorsunuz? :)